Sevgili Günlük

Arkadaşlar çok işimiz var!

Evet, ne yazacağımı bilmeden oturdum, dedim ki ilk aklıma geleni yazacağım ve gidecek. İlk aklıma gelen, bileni okuduğunda güldürecek türden ‘yoğunum valla’ cümlesi oldu, hayırlısı olsun 😀

Şu 2 aylık süre boyunca yorgunluktan sızmadığım bir günüm olmadı galiba, işidir evidir eşyasıdır. ‘Hangisini alacağım şimdi ben, ne bileyim hangisi güzel, bilmiyorum’ veya ‘Bana şu an koltuk lazım değil, almayacağım; KARAR VEREMİYORUM ALMAYACAĞIM’ gibi cümlelerle boş evde 1 ay geçti gitti. Sonra mesela koltuğu aldım, stokta yokmuş yine geç geldi dfsfdfd. Mutfak için sandalyeleri daha 3 gün önce aldım, sehpanın üstüne oturuyordum yemek yerken, oluyordu valla bence öyle giderdi de annem aradı buldu sağ olsun.

Bir yandan da iş acayip yoğun başladı, ama oldu bir şekilde çok şükür, rayına oturdu gidiyor. Yeni arkadaşlarım bana alıştılar, aralarında bana bir yer açtılar <3 Ben de onlara alıştım, girdim aralarına 😊 Aynı zamanda yürüyen işlere dahil olmak da hoşuma gidiyor. Yorucu evet ama, olsun. Biraz da böyle olsun. Böyle olunca günlerin nasıl geçtiğini anlamıyorsun, zaman akıp gidiyor. Bazen zaman akıp çabucak geçsin istiyorsun. Bu aralar böyle bir dönemimdeyim.

Şimdi evdeyim, mutfak tezgahında davlumbazın ışığıyla (pek severim bu loş ışığı) oturdum tek başıma yazıyorum. Arkada Cengiz Özkan var:) Gündüz 90’lar söylüyordum bangır bangır, yine akşam oldu karanlığa daldık valla. Bir de çok hoş bir mum aldım, arkadaşımın el emeği. Onu yaktım şimdi yine. Ay bir güzel kokuyor var yaa, instagram profilini bırakacağım, benimkinin de görselini koyuyorum, ilgisi olanlar varsa bir baksın derim.

Yalnız kalmak zor gelir insana aslında, sıkılır bunalır, yanında birilerini arar. Ama benim hoşuma gidiyor, şimdilik. Hem çok da yalnız kalmadım şimdiye kadar, boşuna yalnızlık edebiyatı yapmayayım 😀 Ailem arkadaşlarım geldiler, ben gittim derken uzun bir yalnızlık olmadı. Böyle arada bir yalnız kalınca da hoş oluyor, yalan yok. Yemek yapacaktım ya ne yesem, çamaşırları atayım anca kurur, evi süpürmek lazım gibi şeyler bile güzel geliyor. İyi diyorum bak, kendi düzenin olsun istiyordun, al sana kendi düzenin, içinde yapılacak işleriyle birlikte geldi:) Bu arada çamaşır makinesi bitmişti, asıp geleyim.

Ama pandeminin gidişatı canımı çok sıkıyor. Şimdi yalnız kalmak falan deyince tabi aklıma o geldi. Karantina durumu olsa görürüm seni Gülçimcim, evdeki delice zeytinle zaten hali hazırda konuşuyorsun, ev arkadaşıyız kiraya da biraz ortak ol artık falan demeye başlarsın evdeki fotosentez yapan tüm arkadaşlarına.

Dört gözle havaların ısınmasını bekliyorum aslında. Hiçbir şey olmasa gider sahile iki sandalye atar otururuz diyorum (evet, iki sandalye). İyi gelmez mi hiç deniz havası… Pandeminin de biteceği yok, ayak uyduruyoruz işte durağanlığa; açık hava, uzun sakin oturuşlar, bol sohbetler eşliğinde.

He bir de havaların ısınmasını tohumlarım için bekliyorum tabi kiii! Reyho ile Fesli beni o zaman yarı yolda bir başıma bırakmış, boyunlarını bükmüşlerdi. Şimdi tekrar deneyeceğim.

Bu sene köye gidebilir miyim acaba, Artvin’e? Geçen yaz gidemedim, burnumda tütüyor desem abartı olmaz galiba. Hepi topu 10-15 gün kalabiliyordum zaten gidince. Bütün sistemi kapatıp, dış dünya ile bağlantıyı kesip 10 günlük terapi alıyordum sanki. Umarım giderim, oradayken de bambaşka düşüncelere dalıyorum. Yazarım, konuşuruz fena mı olur:)

Hee bir de Friends’e başladım. Abi neden söylemiyorsunuz çok iyi diziymiş sdafsfgasfd. Şaka bir yana iyi dizileri hep ertelerim, çok güzelse hemen izlenmemeli diye saçma bir alışkanlığım var. Ve evet, artık izlenmeliydi tabi ki haklısınız 😀 Aşşşırı güzel tavsiye ederim, benden başka internet Explorer kaldıysa dfdsfgsdfdg

Öylesine, bir amacı olmayan, tam bir ikinci gavur dağı yazısı daha gelmiş oldu böylece:)

Sevgiler, eski kalabalık günleri de içine alan, özlenen her şeye ve herkese bir tutam hasretle…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir